1000 DİNLE 1 KONUŞ
Geleneklerimiz, aile yapımız düşünüldüğünde oldukça misafirperver ve sıcakkanlı bir toplumuz. Özellikle konuşmayı çok seviyoruz. Peki dinlemeyi? “Aaaa ben çok iyi dinleyiciyimdir” diyenleriniz olacaktır eminim. Şimdi size çizeceğim tablodan sonra fikriniz değişebilir.
Bir kafeye oturup gözlem yaptığınızı düşünün. Bazı arkadaş gruplarının cep telefonlarına gömüldüğünü, ara sıra birbirlerine gülümseyerek telefonlarından bir şeyler gösterdiğini fakat bunun dışında herhangi bir diyalog kurmadığını göreceksiniz. Bazı oturan gruplarda insanların hararetle sohbet ettiğini, hatta bazılarının diğerinin kolunu sürekli dürterek dikkati kendi anlattıklarına toplamaya çalıştığını, hepsinin aynı anda konuşmaya çalıştığını, birinin yakaladığı bir sözcük ile cümleyi kendince tamamlamaya çalıştığını fark edeceksiniz. Bazı gruplarda ise negatif elektrik sezeceksiniz ve kişilerden birinin çok üzgün olduğunu ama diğer arkadaşların havasını bozmamak için konuşmadığını ya da konuşamadığını gözlemleyeceksiniz. Kısacası herkes kendi derdini anlatma peşinde olacak.
Sizlerin de sosyal ortamlarda kaybolmak yerine yalnız kalmayı tercih ettiğiniz zamanlar olmuştur. Özellikle kafamızda çözmeye çalıştığımız sorunlar veya cevaplanması gereken sorular varsa, birileriyle paylaşmak yerine içimize kapanabiliyoruz. Hep aklımızda “ya beni yargılarsa”, “ya beni kınarsa”, “hakkımda yanlış düşünürse”, “deliriyor muyum acaba”, “bunalıma mı girdim”, “depresyonda mıyım” soruları ve dışarıya karşı kuyruğu dik tutma çabası.
Bundan dolayı diyorum ki, genelde konuşurken değil dinlerken hata yapıyoruz. Gelin iyi bir dinleyici olmanın ipuçlarına beraber bakalım:
- Aktif dinleme karşımızdaki kişiyi bilgi aktarımına teşvik eden dinleme biçimidir. 4 temel davranış kalıbını içinde barındırır:
- Göz teması
- Baş hareketleri
- Sorular sormak
- Yargıdan kaçınmak
- Göz Teması: O anda uğraşmakta olduğumuz bir iş varsa, kişileri “ben bir yandan işimi yaparım bir yandan seni dinlerim” gibi bir yanılgıya düşmemek gerekiyor. Siz gerçekten dinliyor olabilirsiniz ama kişide “dinleniyorum” duygusu oluşmayacaktır. İzin isteyin işinizi tamamlayın ve dinlemeye hazır olduğunuzda kişiye dönüp tam göz teması kurun.
- Baş Hareketleri: Kişileri dinlerken ifadesiz yani nötr bir tavır takınmak istiyorsak, çenemiz yere paralel ve başımızı hareket ettirmeden durmamız yeterlidir. Karşı tarafa aktif dinlediğimizi yansıtmak istiyorsak bundan daha fazlasını yapmamız gerekebilir. Olumlama hareketi dediğimiz yukarıdan aşağıya hafif baş sallama hareketini yapabiliriz. Sürekli ve şiddetli olarak yapmamanızı öneririm. Yoksa sadece çok komik görünürsünüz. Ne demişler her şeyin çoğu zarar azı karar J
- Beden Dili: Sadece göz teması ve baş hareketlerinin yeterli olduğunu düşünmeyin. Aşırı yüz mimikleri yapmamanız (özellikle kaş çatma, yüz buruşturma hareketleri), vücudunuzu kişiye tam dönerek konumlamanız, önünüzde masa varsa öne eğilerek masaya yaslanmanız da dinleme aktivitenizi pekiştirecektir.
- Sihirli Sözcükler 1: Sihirli sözcüklerimizden ilki “Yineleme”dir. Genellikle birini şikâyet ederken veya bir olay hakkında yakınırken en sık kullandığımız cümlelerden biri, olay akışını anlattıktan sonra “yapması doğru olan şey bu değildi” demektir. Aktif dinleyicinin yapması gereken bu cümleyi ne olumlamak ne de olumsuzlamaktır. Duygu yansıtması dediğimiz yineleme cümlesini kurmalısınız: “yani bunu yapmaması gerektiğine inanıyorsun” gibi. Farklı kaynaklarda bu olaya “Papağanlama” denmektedir.
- Sihirli Sözcükler 2: Diğer sihirli sözcüğümüz “Açık soru” yöntemidir. Şikâyet veya yakınmalarda özellikle morali bozuk olan taraf her şeyin olumsuz tarafını görme eğilimindedir. Bazı arkadaşlarımız katıldığımız çok güzel bir aktivite hakkında bile bizimle aynı mutlu anı paylaşamayıp direkt “bu etkinliği beğenmedim” diyerek ortamın havasını değiştirecektir. Sorununun ana kaynağına inmek istiyorsak onu konuşturmak zorundayız. Bu durumda yapmamız gerek açık uçlu soru sormaktır. “Bu etkinlikte beğenmediğin nedir?” şeklinde yöneltilecek bir soru tipi kişide gerçekten beğenmediği bir şey varsa açıklamasını ya da aklındaki başka bir sıkıntıdan dolayı olaya konsantre olamadığını anlatmasını sağlayacaktır.
- Sihirli Sözcükler 3: “Duyguların yansıtılması” ya da bazı kaynaklarda geçen adı ile “Aynalama” yöntemi aktif dinlemenin sihirli sözcüklerinden biridir. Kişiler agresifleşip bağırma, fazla el kol hareketi yaparak anlatma reaksiyonları vermeye başladığında rahatlıkla kullanılabilir. İş dünyasında özellikle fazla mesai yapılması, istenmeyen toplantılar gibi durumlarda yaşanan gerginlikler buna çok güzel bir örnektir. “Fazla mesai yapmaktan nefret ediyorum!” diyerek söylenen kişiye verilebilecek en çarpıcı aktif dinleme cevabı, ses tonunuzu sakin (kontrollü) tutarak “ses tonundan mesaiye kalmaktan dolayı kızgın olduğunu anlıyorum” demektir. Bu tepkinizden sonra size aslında başka planları olduğunu, onların aksamasından dolayı gerildiğini anlatacak ve bu durumunun aslında işten kaynaklanmadığını anlamış olacaksınız.
- Aktif dinleme nasıl gerçekleştirilir?
- Karşınızdakini “gerçekten” dikkatle dinleyin.
- Bedensel ve zihinsel olarak kendinizi dinleme olayına hazırlayın.
- Fazla konuşmayın (sonuçta olayın “dinleme” olabilmesi için karşınızdaki konuşmalı değil mi ·)?
- S/Empati ile dinleyin. Bu içinde empati kurma da olan bir eylemdir.
- Karşınızdakinin sözünü asla kesmeyin.
- Önyargılarınızdan arının.
- Vücudunuzu yani beden dilinizi kullanın.
- Asla Yapmayın!
- Emir kipi içeren cümleler kurmayın.
- Kişiyi analiz etmeyin, siz psikolog değilsiniz ya da olmak zorunda değilsiniz (mesleğiniz buysa gerekeni yapın).
- Hatalı olan taraf şikâyet edip yakınan da olabilir, buna rağmen suçlamayın.
- Yargılamalardan kaçının.
- Belirli ahlaki ve ideolojik çerçevelere olayı oturtmaya çalışmayın.
- Diyalog sonunda ders verir gibi konuşmayın.
- Yönlendirmeye çalışmayın. (iyi olursa Allahtan, kötü olursa sizden bilinir)
- Asla alaya almayın, utandırmayın.
Tüm bunları okuduktan sonra “zor” olduğunu düşünmeyin ve deneyin. Emin olun sosyal hayatta dinlemek de konuşmak kadar güzel ve oldukça önemli bir eylemdir. Sağlıklı iletişim kuran kişilerin iş ve özel hayatta başarı grafiğinin yüksek olduğunu gözlemleyince sizler de iyi birer dinleyici olma yolunda ilerlemeye ilk adımı atmak için oldukça hevesli olacaksınız eminim.
Sağlıklı, huzurlu, mutlu bir hayat için önce içinizdeki cevheri fark edin ve çıkarın. Hayat ertelemeleri kabul etmeyecek kadar kısa, yaşamaya değer bulunacak kadar güzel!
Deniz BEKMAN MAVİDEMİRLİ
Davranış Bilimleri Uzmanı